Edebiyatta doğalcılığın kurucusu sayılan romancı ve eleştirmen Zola Paris'te doğmuş ve yine Paris'te yaşamını yitirmiştir. Rougon ve Macquart ailelerinin beş kuşak boyunca yaşamını anlatan 20 kitaplık Rougon-Macquart'lar: İkinci İmparatorluk Döneminde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Tarihi dizisiyle tanınır. Dizinin en ünlü romanları Nana ve Germinal'dir. Zola romanlarının yanı sıra Alfred Dreyfus'ü savunan ünlü denemesi "Jaccuse"le de (İtham Ediyorum) tanınır. Dreyfus Olayı'ndan dolayı yargılanmış ve İngiltere'ye kaçarak bir süre orada yaşamıştır.
Zola edebiyat dünyasında da birçok tartışmaya taraf ve konu olmuştur. Gençliğinde doğalcılık kuramını tanıtmak için edebiyat dergilerinde yazdı. Ama yapıtları tutucu çevrelere hep müstehcenlikle suçlandı. Bilimsel belirlenimcilik felsefesi bir yazar için ilk bakışta verimli bir esin kaynağı olamaz gibi görünse de Zola'nın her şeyin bilimsel olarak belirlendiğine ve insanın sağlam bir dünyada geleceğe umutla bakarak yaşayacağına duyduğu inancın yazdıklarındaki payı büyüktür. Gene de en güçlü esin kaynağının tek başına bilim olduğu söylenemez. Zola'nın "kara şiir" olarak adlandırılan tarzı 18. yüzyıl Aydınlanmacılığıyla 19. yüzyıl başı romantizmini kaynaştıran bir felsefenin ürünüdür. Yapıtlarını Avrupa romanının en önemli örnekleri arasına koyan da bu şiirsel bakıştır. Bu romanlar gücünü yalnızca kof bir imparatorluğa değil çökmekte olan bir dünyaya da ayna tutabilmiş olmasından alır.
Bir Aşk Sayfası da o döneme ışık tutabilen en önemli eserlerden biridir.