Yaşadığımız hayata mahkûm muyuz? Alışkanlıkların rutinin tekrarların esiri haline mi geldik? Aynı çevre aynı iş aynı sıkıntılar ve aynı tatminsizlikler... Hep böyle mi devam edecek? Yoksa küçük bir adım atmak ve tatmin olduğun hayatı yaşamak bir hayal değil mi? Yeni bir meslek yeni beceriler edinmek ve yeniden başlamak mümkün mü?
Mesleğini genç yaşta kendini tanımadan seçip sonrasında hayal kırıklığı küskünlük içinde yaşayan kim bilir kaç kişi vardır? Yahut içine doğduğu muhitin göreneklerin esiri olduğunu düşünen; toplumun ailenin çevrenin işyerinin ve hatta kendi kendisinin koyduğu sınırlar içinde kalıp sıkıntı ve depresyon batağında tükenen kaç kişiyiz kim bilir?
Damla Kunç Koçman başka seçeneklerimiz de olduğunu düşünüyor. Farklı kesimlerden gelen ve ileri yaşında hayatını değiştiren on iki kişinin çarpıcı hayat hikâyesiyle kanıtlıyor bu düşüncesini. Mesleğinden tatmin olmayıp yeni yetenekler edinenlerin her defasında yeniden başlayanların; ağır hastalıkların büyük talihsizliklerin ardından yaşamı kucaklayıp paylaşmayı keşfedenlerin; ait olmadığını hissettiği çevresini işini terk edip yeni yollara koyulan ve kendini bulanların ilginç çarpıcı öykülerini aktarıyor bu kitabında.
Aynı Ben Değilim kaç yaşında olursa olsun düşe kalka bisiklete binmeyi öğrenenleri anlatıyor; mutluluk arayış iç huzuru ve yaratıcılık peşinde daima değişime açık olan cesur insanları konu alıyor.