"Batı Denizi'ne gelmeden önce dağıldık. Yüz kere yüz yıl önce dağıldık. Hanlar birbirlerini beğenmedi. Bir kurultayda oturamadık. Türk milletinin dertlerini bir çatı altında görüşüp halletmedik. Şimdi soyumuzu tüketmeye gelen Lin ordusuna karşı koyamıyoruz. İşte birimizin başı ayaklarımın altında. Akılsız baş yanıma geldi. Ben ne ederim akılsız başı? Sonra da benim akılsız başım başka bir kavme gidecek."
Kral Aleke askerlerine seslenir :
"Bunlar akılsız. Güçlerini birleştirselerdi şimdi bize karşı
daha güçlü olacaklardı; fakat birbirlerinden haberleri bile yok. Türkler dağınık vaziyetteler. Tüm kavimleri teker teker kılıçtan geçirebilir soylarını tüketebiliriz."
Batı Denizi'nin kıyısında korunmasız ve yalnız küçük bir Türk kavmi Lin ülkesinin gaddar kralı Aleke'nin savaşçılarının saldırısına karşılık veremez ve büyük bir yenilgiye uğrar!..
Onlar da tıpkı birbirlerinden kopuk yaşayan ve birbirlerine
yardımcı olmayan Türk kavimlerinin kaderini paylaşırlar..Aralarında güç birliği yapmadıkları için her biri düşman için kolay birer hedeftir artık.
Bozkurt Destanı'nı okurken bölünmüş bir şekilde var olmaya çalışmanın tarihin her döneminde milletleri bölüp parçalamaya çalışanların işini ne kadar kolaylaştırdığını görecek ve günümüz için gerekli dersleri çıkarabileceksiniz...