"Yapma,ne olur yapma... " diyebildi sadece. Kendini Alparslan'dan uzaklaştırıyordu istemsizce. Biraz sonra yaşanacaklardan dolayı,hissettiği tek duygu, korkuydu.Alparslan ise onun bu sözüne gülümsedi.
" Yapacağım..." dedi ve sevdiği kızın gözlerinin içine bakarak devam etti.
" Emine..." dedi kısık bir sesle.Odaya yeni girmiş olan Alparslan'ı yeni fark etmişti.Bakışlarını O'na çevirip baktı.Gülümsüyordu sadece.
" Nasıl geldin buraya? Beni nasıl buldun?" diye sordu.Emine hala gülümsüyordu.O'nun cevapsız kalışı,Alparslan'ı daha çok konuşmaya itiyordu.
" Seni gördüğüme çok sevindim.Şuan ne yapacağımı bilemiyorum." Dedikten sonra yavaş yavaş yatağın diğer tarafına yanaştı.Ürkek bir şekilde,yatağın kenarına oturdu.Emine ise gülümseyen gözlerle O'nu takip ediyordu.
" Çok özlemişim seni..." dedi Emine'nin gözlerinin içine bakarken.
" Sesini duymayı özledim,konuş benimle,ne olursun..." dedi.Fakat Emine'nin sessizliği devam ediyordu.Konuşmamaya yemin etmiş gibiydi.
" Hastayım ben..." diyebildi sadece sevdiği kıza...
Genç Alparslan'ın söylediği sözler,beyninde yankılanıyordu.Ayrılık geliyor kabul ediyorsun,ölüm geliyor kabul ediyorsun...Ölüm...Ölüm...
" Ama ben ölmedim ki?" diyebildi.Genç Alparslan'ın gözlerinin içine bakarak söylediği bu söz,ortamı soğutmuştu.Genç Alparslan,soğuk bir ifadeyle cevap verdi.
" Sen yaşadığını mı zannediyorsun?"