Kriz yaşam sözlüğümüze en azından son iki yılda iyice yerleşti, düne kadar belki hiç farkında olmadığımız şeyleri konuşur olduk. Dün farklı bir illüzyon içinde yaşıyorduk, böyle günleri hiç düşlemiyorduk. Gözlerimiz görmez olmuştu, sırça saraylarımız yıkıldı. Düne kadar yaşamadıklarımızı yaşar olduk. Ne oldu da böyle olduk? Kendimizi hiç böyle hissetmemiştik. Hiç böyle umutsuz olmamıştık. Nereden çıktı bu kriz? Aslında evrensel bir varoluşun temelinde kriz var, durgun akıp giden zamanın kendisinde bile kriz var, insanın kendisinde hep kriz var. İnsan varlığın en fazla didişme alanına sahip olan değil midir ki onun yaşadığı çevre kriz çemberinde olmasın.