Ali Nail, Karadeniz'deki fırtınadan etkilenen balıkçılara yardım için Rumelikavağı'ndan Kilyos'a doğru atıyla yola çıkar. Karanlık çökünce yolunu şaşırır ve ıssız patikalarda tanımlayamadığı karaltılar görmeye başlar. Bu arada adeta bir ruh gibi süzülerek ilerleyen sevgilisi Meliha'yı görür, peşine takılır ve uçurumdan düşerek bayılır. Uyandığında başucunda ihtiyar bir adam görür...
Rivayete göre felsefe taşını ve ölümsüzlüğün sırrını bulan Sen Jermen Kontu, Sultan I. Mahmut zamanında gizlice İstanbul'a gelir ve bu sırrı birine öğreterek tekrar sırra kadem basar. Böylece yüzyıllardır insanların hayatlarını birtakım doğaüstü tekniklerle kendi vücutlarına aktararak yaşamlarını sürdüren Canvermezler ortaya çıkar. Toplumdan uzak ve gezgin yaşayan Canvermezler'i tanıyıp da hayatta kalan kimse yoktur. Tek istisnası, başından geçenleri insanlığı uyarmak için miras bırakan Ali Nail'dir. Ancak yaşayan kendisi midir yoksa hayaleti midir, burası meçhuldür.
Selim Nüzhet Gerçek'in Ahmet Kâmil müstearıyla, Claude Farrère'in La Maison des Hommes Vivants adlı eserinden uyarlayarak 1921 yılında İleri gazetesinde yayımladıktan sonra 1922'de kitaplaştırdığı Canvermezler Tekkesi, esrarengiz olayları, doğaüstü karakterleri ve okura yaşattığı mistik ürpertilerle edebiyatımızın ilk gotik romanı olarak değerlendirilmektedir.