Aşure günü, farklı din ve inançlarda değişik isimlerle anılmakla birlikte, temsil ettiği ve tarih boyunca nesilden nesile aktarılırken taşıdığı referans olaylar açısından bir benzerlik ve hatta birçok zaman aynılık göstermektedir. Buna göre, aşure gününün kaynağına dair en genel kabul, ilahi dinlerde ve Mezopotamya inançlarında da kendisine yer bulmuş olan büyük tufan sonucunda Hz. Nuh'un gemisinin aşure gününde Cudi Dağı'na oturmuş olduğudur. Hz. Nuh'a referansı ve tufandan kurtuluş günü olması sebebiyle, aşure günü kutsal kabul edilmiştir. Aynı zamanda, gemide kalan son malzemelerin karıştırılmasıyla yapılan tatlı yemeğe de bu özel günün ismi verilmiş ve aşure olarak anılmıştır. İslam kültüründe aşure günü, hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günüdür ve aşure tatlısı da bugüne mahsus olarak yapılagelmiştir. Hz. Peygamberin torunu Hz. Hüseyin'in aşure gününde şehit edilmesi sebebiyle, bugünün anlamı İslam kültüründe diğer inançlardan ve kültürlerden biraz farklılaşmış; sevinçle hüznün bir arada yaşandığı bir zaman dilimine dönüşmüştür.