Kâhta'nın tozlu sokaklarından yükselen bir vicdan sesi...
Bu kitapta anlatılan, yalnızca bir ilçenin hikâyesi değil; bir dönemin, bir halkın, bir vicdanın hikâyesidir.
Kâhta'ya Gelen Amerikalılar, 1960'lardan bugüne Anadolu'nun kalbinden geçen büyük değişimin tanıklığıdır.
Bir yanda sabah ezanına karışan demirci çekiçlerinin sesi, öte yanda Amerikalıların kampından gelen uğultular...
Bir yanda köyün saf, temiz insanları; öte yanda onları "geliştirmek" bahanesiyle kandıran büyük güçler...
Yazar, kendi çocukluk anılarından yola çıkarak; darbelerin, sömürünün, sahte yardımların ve ihanete dönüşen küçük çıkarların izini sürüyor.
Kâhta'da yaşananlar, aslında bütün Anadolu'nun kaderidir.
Bu satırlarda hem kahkaha var hem öfke, hem özlem var hem hesaplaşma.
Kâhta'nın mert insanlarına, dürüst emekçilerine bir selam;
"Amerikan sütüyle büyüyen keklikler"e ise sert bir uyarı...
"Biz, aklımızla değil; kalbimizle direndik.
Onlar geldiler, biz yine de Kâhta olarak kaldık."
Kâhta'ya Gelen Amerikalılar, mazinin masumiyetini, bugünün çelişkilerini, yarının umudunu içinde taşıyan güçlü bir hafıza kitabı.