Düzenli ordularla savaşmanın bugünkü uluslararası denge ve düzen açısından aşırı risk getirmesinden dolayı, her krizde terör bir nevi savaşın ikamesinde stratejik bir unsur olarak görülmüştür. Nihayet 2005 yılından itibaren de bu savaş stratejisi terör mağduru olarak Türkiye'yi etkilemeye başlamıştır. Meydana gelen olaylara salt terör olayları zinciriymiş gibi görmek imkansızlaşmıştır! Artık terör olgusu küresel ve ulusal politikaların merkezine yerleşmiştir. Özellikle Kuzey Irak bağlantılı sözde etnik temelli terör olayları küresel gerilimlerin merkez bölgelerinden birini etkisi altına almıştır. Bu süreçte, geçmişte yaşananlara benzer olaylar yaşandığı gibi geçmişte yaşadığımız tecrübelerden çok fazla ders almadığımız da ortaya çıkmıştır.

Zira Türkiye, geçmişte yerel uzantılara ve kapsama sahip örgütler terör olgusuyla mücadele etmişken, günümüzde terörün her çeşidini de içeren topyekun bir siyasi saldırının / ya da saldırıların hedefi durumunda bulunmaktadır.