Daha güzele ve daha yararlıya ulaşma amacı ile insanoğlu sürekli bir şekilde çevresini yenilemekte ve oluşturduğu bu çevre içerisinde kendisi de zorunlu olarak yenilenmektedir. Böylece insan var oluşundan beri kendisini sonu gelemeyen yoğun bir biçimlendirme eylem ve ortamı içerisinde bulmaktadır.
Çağ ve yöre farkına bağlı olarak değişiklik gösteren çeşitli sanat türlerinin içerik teknik ve biçimlerindeki gelişmeler her geçen gün zamanı giderek daraltan bir ivme kazanmaktadır. Bu hızlı oluşum içerisinde güzelin ve yararlının elde edilme isteği biçimlendirmelerin değişmeyen ortak amacı durumundadır.
Güzelin ve yararlının elde edilmesinde öznel kriterlere dayalı faktörlerin en aza indirgenerek nesnel kriterlere dayalı biçimlendirme yöntemlerinin geliştirilebilmeleri bu alandaki yöntemleri yetersizliği nedeniyle çok hızlı değişim içerisinde olan çağımızda giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle öncelikle estetikle ilgili görüşlerin daha ortak ve daha yalın temellere dayandırılmaları gerekmektedir.
Gözlemci ve nesne öğelerinin uygulamalı bilimlerdeki verilerle analiz edilmeleri durumunda estetiğin bu öğelerin yapılaşması ile ilgili koşulları belirleyen fizik ve biyolojik gerçeklerin dışında bir şey olmadığı açığa çıkacak ve böylece nesnel kriterlere dayalı daha geçerli bir yöntemin geliştirilebilmesi için gerekli veriler sağlanmış olacaktır.
"Uygulamalı Estetik" adı altında geliştirilen bu çalışmaya "işlev" "biçim" "estetik" kavramlarının tanımlarıyla başlanmış ve bu kavramların doğal yapılaşmalardaki birliği ve ne gibi ilkelere bağlı olarak bu birliğin ortaya çıktığı üzerinde durulmuştur. Sonuçta doğal yapılaşma ilkelerinin kullanımı ile işlev biçim ve estetik birliği içerisinde olan yapıların tasarlanabilmesi için geliştirilen tasarım ve biçimlendirme yöntemi açıklanmıştır.