Ne zaman ki biz bizi kaybettik çocuklarımızı da kaybettik...
Bizim zamanımızda çocuk suçları olarak okul koridorlarında koşmak istiklal marşı okunurken düzgün durmamak el kaldırmadan öğretmenle konuşmak geliyordu.
Ya da bayramda bayram namazına geç kalmak şeker toplarken birkaç şekere birden el uzatmak arabaların arkasından koşmak çocuk suçları olarak konuşuluyordu. Ne oldu bize ki artık çocuk suçları olarak annesini kesmek babasını silahla tehdit etmek sokakta araba yakmak öğretmenini köşe başında şişlemek güvenlik kamerasına el sallayarak hırsızlık yapmak kayıtlara geçer oldu?
O çocuklar mı başkaydı bu çocuklar mı başka?
O anne babalar mı başkaydı bu anne babalar mı başka?
O günkü terbiye metotları mı başkaydı bugünkü terbiye metotları mı başka?
Biz nerede hata yapıyoruz?
Yapıyoruz ki yanı başımızda büyüyen o masum yüzlü sevimli çocuklar bir süre sonra dünyamızı zehir edecek hale geliyorlar.
İşte bu kitapta bu soruların cevaplarını bulabilmek için bir mum yakılıyor.
Çocuk terbiyesinde doğru zannedilen yanlışlarla yüzleşiliyor.
Belki de herkes kendisi ile yüzleşiyor...
Çünkü kendimizi kaybettiğimiz yerde çocuklarımızı da kaybettik biliyoruz...