Ağır bedeller ödenerek elde edilmiş tecrübeler ve birikimlerle dolu yakın tarihimiz bizim için hala keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi. Yalnız doğruları değil bize ait büyük hataları da barındıran bir hazine.
Tanzimat'la başlayan geleneksel Osmanlı-İslam değerleri ve kurumları ile batılı değerler ve kurumlar arasındaki sentez arayışlarının Cumhuriyet ideolojisi tarafından terkedilmesinin maliyeti çok yüksek çıktı halen de yüksek çıkıyor.
İslamcılık akımı keşfedilmeyi bekleyen hazinenin önemli bir kısmını oluşturuyor. Nihai olarak müslüman ve İslami kalmak şartıyla modernleşme sürecinin nasıl göğüslenebileceği veya içerilebileceği sorusuna cevaplar arayan bu sebeple de yenileşmeyi reddetmeyen İslamcılık hareketinin ülkemizde sığ basit kasıtlı ve hatalı bir çerçevede ele alınmış olması Türkiye için bir tahilsizliktir.
İsmail Kara'nın çalışması bu kötü talihi anlamak ve yenmek için bir çıkış kapısı olabilir.