Herkeste bir şekilde ölüm korkusu vardır. Kimi bunu açıkça, kimiyse çeşitli şekillerde gösterir. Mesela görevini tamamlayamadan gitme kaygısı idealist kişilerde daha belirgindir. Ciddi bir hastalığa yakalananlar için ölüm, bir an önce ulaşılması istenen yer olarak düşünülür ve hatta beklenir. Bu durumdaki bazı kişiler, kendileri yerine yakınlarını sakinleştirir. Kimi korkar, kimi merak eder, kimi ısrarla bekler. Herkesin ölüm karşısındaki tepkisi farklıdır. Ama ölüm gerçekleştiğinde, geride kalanların yaşadıkları süreç benzerdir. Önce şok ve şaşkınlık, sonra korku, ardından öfke, kızgınlık, suçluluk ve nihayet keder... Gidene özlem ve onu kaybetmenin kızgınlığı herkeste görülür.
Bilinçlilik ve bilgililik ölümü algılamada en önemli etkendir. Hedeflerimizi gözden geçirip sağlam adımlarla, birbirimizi incitmeden, korkutmadan, saygıyla yaşamayı başarabildiğimiz ölçüde ömrümüzü uzatmak, sağlıklı, dinç ve hastalıklardan uzak bir ömür yaşamak, ölümü ertelemek, geciktirmek, siyah kelebeğin omzumuza konmasını ötelemek elimizdedir.
Bu kitap bunu nasıl yapacağımızı anlatıyor. Yaşanmış örnek hayat hikâyelerinden ibret alacaksınız bu kitapta. Olumlu düşünmenin, dinginliğin sırlarını öğreneceksiniz. Doğru, iyi, uzun yaşayan, ölümü kendinden uzak tutmayı başaranların hikâyelerinden...