Endüstriyel yapıların planlanma sürecindeki son trendleri inceleyen bu kitap, alanındaki seçkin projeleri; çizimleri, planları, fotoğrafları ve tasarımın temel bağlamını açığa çıkaran diğer ilgili materyalleri ile okuyucularla buluşturuyor. Çağdaş endüstriyel ortamların, kentleri beton ve taş yığınlarıyla adeta tek tipleştiren aydınlanma-gelişim mantığından nasıl gittikçe uzaklaştıklarını ortaya koyan kitap, bu tür yapıların artık ilerlemenin güvencesi olmaktan öte bir bağlamda algılandıklarını da ifade ediyor.
Daha yumuşak ve sıcak yapıların gelişimine tanıklık ettiğimiz günümüzde, binalarda oturan şahısların konforları ve çevreleriyle ilişkileri ön planda tutulmakta ve bireylerin varlıklarının yol açtığı ekolojik etkileşimler göz önünde bulundurulmaktadır. Tam da bu sebepten, eski zamanların fabrikaları ve endüstriyel yapıları estetik bir bağlamda yeniden ele alınmaktadır. Bu kitap, mimarlar ve tasarımcıların en son yaratıcı dürtüleri olan üretici çalışma ortamları üzerine hazırlanmış özel bir seçki niteliği taşıyor.