Fakir Baykurt'un "Oğlum sen tam bir şiir del­isi­sin!" dediği Abdullah Şanal için Şükran Kurdakul'un yargısı da şöyle: "Şanal'ın ürünlerinde, insanı ve ger­çeğini kavrayarak sıcaklaşan öfkeli bir içtenliğin ağır bastı­ğı kabul edilir."

Asım Bezirci'ye göre ise, Şanal, "Kurtuluş Savaşı gerçekliğimizi, devrimci yaptırımı oy­lumunda, farklı vurgulayabilen birkaç ozanımızdan birisi olarak gö­rül­müştür. "

Genç kuşaktan Yasemin Göksoy da, şairin bir baş­ka yönünü şu sözleriyle vurguluyor: "Şanal'ın aslolan amacı, şiirlerinde halkın di­liyle halka, sezdiklerini, bil­diklerini, öngördüklerini anlatmak. Ha­yatı yadsıyıp hayatın dışına kaçmak, kaçtığı bu yerde türettiği yeni sözcüklerle halkı oyalamak ona göre değil. Onun işi, güzel pi­şirilmiş tuğlalarla sağlam bir bina kurmak. Yunus'un kurduğu gibi, Karacaoğlan'ın kurduğu gibi..."