Eylül, otuz yıldan beri salt bir ay olmadı takvimimde. Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirindeki gibi "Kanlıca'nın İhtiyarları"nı değil; vahşeti, insan vücudunu deli gibi sarsan elektrik akımını, karanlık hücreleri, idam sehpasında düşleri boğulmuş genç ölüleri, sonra sessizce akan gözyaşlarını getirdi hep aklıma.