Ona "yaralı yüz" dediler; yılmadı. "Frankenstein" diye dalga geçtiler; hüngür hüngür ağladı. "Boyun bit kadar, senden futbolcu olmaz!" bahanesiyle akademiden attılar; umudunu yitirmedi. Futbolculuğuyla tutunamadığında yardımcı antrenör oldu. Aç kaldı, yalnız kaldı, inşaatta taş taşıdı, kalas taşıdı; her seferinde aldatılmasına rağmen hayatına yeniden yeniden başladı ve başardı.
Fransa'nın Maradona'sından söz ediyoruz. Vaktiyle Galatasaray'da da forma giyen, oynadığı yarım sezonda taraflı tarafsız her futbolseverin gönlünü fetheden bir dünya devinden... Benzersiz oynayan bir oyun dehasından... Franck Ribery'den...
Geçirdiği vahim trafik kazasına yenilmeyip hayattan rövanşı oynadığı muhteşem futbolla alan dev oyuncudan...