Demiryolu, genellikle Batı'yla ve kolonizasyonla özdeşleşmiş bir imge. Anadolu'ya ve hafızamıza Batılılaşma çabaları sırasında
giren tren ve demiryolu ise pek çok mani, bilmece, ninni ve türküde yer alıyor; edebiyat metinlerinde de tekrarlanan bir
motif olarak ortaya çıkıyor. Ancak Türk toplumunun hafızasında da kolonyal bir imge olan trenle edebiyat arasında kurulmuş
tuhaf bir bağdan söz edebilir miyiz acaba?
Beril Işık, çalışmasını bu soru etrafında örüyor. Demiryolu/tren imgesini, bir iktidar alanı olarak tarif ediyor ve bu iktidar imgesini
Orhan Pamuk'un romanlarında Batılılaşma, modernleşme, Doğu-Batı ve kimlik sorunları temaları zemininde incelerken; bu
imgenin çevresiyle birlikte nasıl dönüştüğünü ve bu dönüşümün "düzen ve iktidar" marifetiyle gerçekleşen kolonyal bir dönüşüm
olduğunun altını çiziyor.
Aydınlıktan Karanlığa İktidar, yalnızca Orhan Pamuk okurlarına keyifli bir okuma sunmuyor, aynı zamanda postkolonyal ve
postmodern eleştiri alanında da zihin açıcı bir okuma vaat ediyor.