"Ve ahsene minke lem-tera kattu ayneyye
Ve ecmele minke lem-telidü'n-nisâü
Hulikte mübarraen min külli aybin
Keenneke kad-hulikte kema teşâü"
(Şu iki gözüm asla Senden daha güzelini görmemiştir
Ve hiçbir kadın da Senden daha güzel olanını doğurmamıştır.
Sen, fizikî ve ruhî her türlü ayıp ve kusurdan münezzeh ve beri olarak
Sanki istediğin şekilde yaratıldın.) (Hassan b. Sâbit)
Dünyadaki en büyük mutluluklardan biridir, Habîbi Kibriya'yla hemhâl olmak. Asr-ı Saadet'in ana kucağı gibi sımsıcak havasını solumak... O sımsıcak havayı dimağınızda, yüreğinizde, damarlarınızda dolaşan kanınızda hissetmek... Zerreden kürreye gördüğünüz her mutluluk tablosunda O'nun izlerini bulmak; her güzelliği O'nunla tamamlamak veya karşılaştığınız her problemde O'nun yokluğunu fark etmek... Çiçek çiçek dolaşıp bin bir derde deva bal yapan arılar misali, araştırarak, okuyarak, düşünerek, yazarak Rasûlüllah'ı anlamak; anlatmaya çalışmak... O'nunla olmak... O'nu, O en Güzel'i güzelce anlamaya, anlatmaya sevdalanmak... O'nu anlatmakta aciz kalan kaleminizi, kelâmınızı, O'nun nur efşan sîretiyle güzelleştirebilmek... Gecenizde, gündüzünüzde, hayalinizde, düşünüzde, yanınızda, yörenizde O'nunla olmak... O'nun; hasret olduğunuz Hasret'inizin, çağların hasret olduğu Hasret'in tiryakisi olmak... Dünyadaki hangi mutlulukla kıyaslanabilir ki?
Mim Ha Mim Dal (Siret-i Nebî)'yle bu mutluluğu yaşamaya ne dersiniz?