Auguste'ün acıklı yüzüne çizilmiş o olağanüstü gülümseyişin parıltısını hiçbir şey eksiltemezdi, hiçbir şey. Seyircilerin karşısına çıkınca kendine özgü bir niteliğe bürünürdü bu gülümseyiş, dalgın, büyütülmüş, açıklanamayan şeyleri belirleyen bir anlam yüklenirdi.
(Kitap'tan sf. 9)