Bu ilkbahar nerdeyse sevgiden yoksundu. Hayallere dalmış güzel kızların kahverengi veya mavi bakışları nesnelerin ötesine çok uzaklara dalıyordu: hüzünle ve özlemle düşledikleri genç erkekler açık denizlere büyük balık avındaydılar.
Ama yine de bir ilkbahardı; ılık tatlı etkileyici ve çiçek kokularıyla dolu bir ilkbahar...
Bu öykü yalnızca bir aşk hikayesi değildir; Kelt efsanelerinin uçuştuğu bir dünyada deniz batıl inançlar yiğitlik sevgi korku yalnızlık hasret ölüm ve aşk kaderin ördüğü ağlara şekilleniyor ve kahramanlarımızı hiç beklemedikleri bir sona ulaştırıyor.
O hasret içinde yanarken sevdiği kişi hayatın başka kıyısında korkutan ama aynı zamanda anne gibi başka bir aşkın pençesinde...