Kucaklarda omuzlarda hayvanların üstünde taşınan cesetler... Çıldırmış gibi kaçışan koyunlar... Binlerce insan çadır ve köylerinden çıkıp yaralı ve ölülerini karşılamaya koşuyor. Çığlıklar gırtlakların derinliğinden kopuyor. İsyankar sesler yeri göğü inletiyor. Toprak öfkesinden çatlıyor gök hüzne boğuluyor.
Um Emin hüznün ve acıların tümüne galip geliyor! Yüreğinin çakmaktaşı gibi katı olmasına çabalıyor! Etrafındakilere sesleniyor:
''Haydi ey halkım! Bırakın yakınmayı ağlamayı. Yaralılarımızın yaralarını sarın! Sökün çadırlarınızı cesetlerinizi yüklenin. Terk edelim bize yasak bu toprakları kendi diyarımıza dönelim!'' Um Emin elbisesini yırttı parçaladı göğüsleri açıkta kaldı. Saçlarının örgülerini açtı dağıttı. Tüm kadınlara çağrıda bulundu: ''Ey halkımızın bağrı yanık kadınları! Tüm hüznünüzü patlatın.Yırtın elbiselerinizi. Kesin saçlarınızı. Yüzünüzü siyaha bezeyin. Bağrınızı göğsünüzü dövün. Ağıtlar yakalım canlarımıza.''
Elbiseler yırtıldı. Yüzler siyaha bezendi. Saçlar kesildi. Yakınma ve ağıtlar yükseldi. Halk öfke ve hüznünü dile getirdikten sonra ölülerini omuzlayıp göç kafilesiyle beraber yürüdü. Ama nereye? Nereye hangi yöne gideceklerini bilmiyorlardı.Güney'de yörelerine topraklarına dönmeleri yasaktı. Kuzeye gitmeleri yasaktı. Peki nereye gideceklerdi?
ÜRÜN ÖZELLİKLERİ
- Basım Yılı:2003
- Sayfa Sayısı:272
- Kağıt Türü:Kitap Kağıdı
- Ebat:14 x 20
- Dil:Türkçe
- Cilt Durumu:Karton Kapak
- ISBN-13:9789758426720