Limited şirketten tahsil edilemeyen vergi borçlarından dolayı kanuni temsilci ve ortaklar hakkında yapılan takibatın dayanağı olan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri vergi idareleri tarafından farklı uygulanabilmekte kanuni temsilci ve ortaklar ise değinilen Kanunlardan doğan vergisel sorumlulukları nedeniyle çeşitli sorunlarla karşılaşabilmektedir. Bu durum ise idareler açısından zaman ve emek kaybına; kanuni temsilci ve ortaklar açısından hak kaybına yol açmaktadır.

Kitapta yaklaşık 10.000 Danıştay kararı taranarak en çok karşılaşılan uyuşmazlıklar tespit edilmiş; vergi kanunları Danıştay kararları ile birlikte değerlendirilerek limited şirketlerin kanuni temsilci ve ortaklarının hangi aşamalardan geçerek vergilendirilmesi gerektiği incelenmiştir.