Örgütlerde çalışanların duygusal yönlerinin etkisini anlamaya yönelik araştırmalar son yıllarda artış göstermeye başlamıştır. Bu araştırmalar, karşımıza duygu, duygusal zekâ, sosyal zekâ ve duygusal yetenek kavramlarını ve bu kavramların önemini ortaya çıkarmaktadır. Duygusal yetenek, kişisel ve kişilerarası zekâyı tanımlayan duygusal ve sosyal zekâ ile örgütsel yetenek kavramlarının etkileşimlerinden geliştiril-miş olan bir kavramdır. Duygusal yetenek yaklaşımı, işletmenin çalışanlarını nasıl cesaretlendireceğini, güçlendireceğini ve örgütsel bağlılıklarını sağlayacaklarını açıklamaktadır.
Örgütlerin farklı kişiliklere sahip insan davranışlarını ortak örgütsel amaçlar doğrultusunda akıllıca yönetme becerisi, diğer yeteneklerini daha etkili kullanmayı sağlar. İş hayatında sıkça duyulan "duygularını işine karıştırma" şeklindeki olumsuz algılama artık geçerliliğini yitirmiş bir kalıptır. Duygusallık akılcılığın karşıtı olarak görülmemelidir. Duygular, davranışlarımız üzerinde belirli şekillerde etkili olmaktadır. Duy-guları günlük yaşantımızdan ayrı tutmak mümkün değildir. O halde, duyguları anlamayı ve akıllıca yönet-meyi öğrenmek gerekmektedir. Değişime karşı olan direnç çoğunlukla duygusal kökenli olduğundan, duy-guları akıllıca yönetmeyi öğrenmeden kişisel ve örgütsel değişimi gerçekleştirmek mümkün değildir.