Tüy gibi, varlığıyla yokluğu belli olmayan bir tanesi iniyordu önce, sonra binlercesi bir araya gelip kenetleniyor, bazen kaskatı kesilip buz oluyor, bazen de çığ olup akıyorlardı. Er ya da geç eriyip gidiyorlardı, illaki iz bırakarak, toprakta.
Yüreğinde biriken, adlandıramadığı hüzün taneleri gibi...
Tüy gibi, incecik, değersiz bir tane konuyordu önce yüreğine, sonra, binlercesi birleşip eziyorlardı ağırlıklarıyla. Önünde sonunda buharlaşıp kayboluyor ama illaki bir iz bırakıyorlardı...