Bir gün yolculuk esnasında bir Mecusî Hz. İbrahim' e gelir.
"Ya İbrahim senin misafirperverliğin dillere destan... Beni de evinde bu gecelik misafir eder misin?" der. Hz. İbrahim adama dinini sorar. Adam da Mecusî (yani ateşe tapan) olduğunu söyler. Hz. İbrahim belki o güne kadar hiç yapmadığı bir şey yaparak adama:
"Kusura bakma ben bir Mecusi'yi evimde misafir edemem. Allah'ın var ve bir olduğuna inanırsan evimde istediğin kadar kalabilirsin" der.
Mecusî: "Bir gecelik misafirlik için dinimi değiştirecek değilim ya İbrahim; Sen de kusura bakma!" der ve teklifi kabul etmeyip yoluna devam eder.
İşte esas iş bundan sonra başlar. Cenâb-ı Hak Hz. İbrahim'e: "Ya İbrahim! Ben elli senedir onu mülkümde misafir ettim. Bana isyan ettiği ortak koştuğu halde rızkını kesmedim. Sen bir gece misafir edemedin mi?" buyurur.
Bunun üzerine Hz. İbrahim koşar ve adamı yakalar: "Ey Mecusî sana hiçbir şartım yok. Evimde istediğin kadar kalabilirsin..." der. Adam bu ani değişikliğin sebebini sorar.
Hz. İbrahim: "Senden sonra Rabbim bana bunları söyledi ve senin yüzünden beni azarladı" buyurur.
Adamın gönlü yumuşar aklı başına gelir ve: "Ne Yüce O Allah ki düşmanı için dostunu azarlıyor. Ya İbrahim! Söyle bana senin telkin ettiğin dine girmek için nasıl iman etmem gerekiyor?" der ve Hz. İbrahim'in dinine girer.