O gün Todor'u peşime takmış arabayı Madara köyüne doğru sürüyordum. Güneş tam tepedeydi. Arabanın içi cehennem gibi sıcaktı. Alev topunu andıran bir sıcak hava dalgası camdan içeriye dalıyordu. Yoldan gelip geçen arabaların tekerlerinin çıkardığı toz bulutu ağzıma burnuma giriyordu. Madara Süvarisi Anıtı'nın bulunduğu tepeye doğru gazladım. Anıtı ziyaret etmeye gelenlerin peşine takılıp tepeye tırmanmaya başladım. Beni yaklaşık yüz metre mesafe ile takip eden Todor da aynı yere park edip arabadan indi. Kenar mahallelerin daracık sokaklarında insanların peşine takılan uyuz sokak köpeklerine benziyordu. Arkama dönüp baktığımda onlar gibi olduğu yerde durup kafasını sağa sola çeviriyordu. Yürüdüğümde tekrar peşimden geliyordu.