Duygular ağır, sözler ağır.
Kayıplar ağır lakin kulaklar sağır...
O kadar çok şey konuşmuştuk ki artık konuşacak bir şeyimiz kalmamıştı.
Ne o beni anlıyordu ne de benim onu anlamaya dermanım vardı.
"Git," dedi.
Kolsuz bir çocuğun annesine sarılmayı isteyipte sarılamaması gibi...