Sosyal bir tasarım olarak inşa edilen çocukluğu tanımlarken baba faktörü nedense ya es geçilmiş ya da üzerinde çok az durulmuştur. Dergimiz bu sayısında Baba konusunu irdeliyor ve çocuk yetiştirmede babayı görünür kılmaya çalışıyor.

Babalık sadece biyolojik bir gerçekliğe değil toplumsal ve siyasal pek çok karşılığa denk geliyor. Babalığı siyasal ve sosyal açıdan tanımlayarak babalık tarihini şekillendiren olguları ilk kez bir çocuk kültürü dergisinde okuyabilirsiniz. Ayrıca yeni nesil babaların yazıları babalık kurumunun artık sadece bir çatışma ve iktidar alanı olmadığını ortaya koyuyor. Bebeğin varlığına sadece biyolojik-genetik bir katkı değil onun kişilik oluşumunda da büyük bir boşluğu doldurması gerektiğini anlayan babalar artık kendi babalık tecrübelerini yaşamaya ve anlatmaya çalışıyor.

Bu sayımızda Mehmet Teber'le babalık üzerine bir röportaj bulunuyor.
Ali Ayçil "Süpermarkete Dönüşen Baba" yazısı ile dergimizde.
Abdullah Kasay çocuk ve sosyal medya ilişkisini "gözetleme kültürü" bağlamında inceliyor.
Ayrıca Pıtırcık serisi üzerinden çocukluk tarihine dair keyifli bir yazı Thomas Balmes'in "Bebekler" belgeseli analizi türkülerimizin çocuk edebiyatındaki yerini anlatan inceleme ve çocukluk araştırmaları kitaplığı bulunuyor. 
Bu sayımızla birlikte "Zamane Masalı" isimli bir de tefrikamız yayınlanıyor.