Onda benim gördüklerime mukabil görünen bir şey daha vardı: Belli belirsiz dudaklarına oturmaya çalışan bir tebessüm... Ruhunun feryatlarından tebessümünün sesini işitmek pek mümkün görünmüyordu ama yine de kırmızıya boyanmış dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm vardı işte. Kadının karşısındaki medya mensubu:
- Hayat kadınlığından emekli olan ilk kadınsınız. Bize neler söyleyeceksiniz neler hissediyorsunuz dedi.
Kendisine sorulan bu soru karşısında biraz afalladı kadın. Böylesi bir soru belki de hayatında ilk defa sorulmuştu ona. Gözünü dünyaya açtığı günden beri adımlamaya başladığı hayat merdivenlerinin basamaklarında hoyratça ırgalanmıştı ve hiçbir zaman ne düşündüğü ne hissettiği neyi umut ettiği hiç sorulmamıştı. Nasıl ve ne şekilde olduğu önemli değildi ve tam da şu anda birileri parlak ışıkların karşısında ona ne hissettiğini soruyordu.