Günümüzde birçok azınlığın varlığını koruması gitgide zorlaşıyor. Soğuk savaşın göreli kesinliklerinden boşanmış yeniden İslamlaştırma ile yeni milliyetçilik süreçleri ve ulusaşırı yeni blokların ortaya çıkışı kuşkusuz bunun önemli etkenleridir. Aynı döneme denk gelen bu koşullar altında çoğu kez ciddi eşitsizliklerle karşı karşıya olan azınlık halklar ayakta kalmak için amansız bir mücadeleye girişiyorlar. Bu kitap Ortadoğu'daki devletsiz halkların ve azınlıkların deneyimleriyle ilgilidir. Birçok Ortadoğu devletindeki Hıristiyan Yahudi Zerdüşt Alevi veya Bahai toplulukları gibi geleneksel azınlıklar ve Suriye'deki Aleviler veya savaş öncesi Lübnan'daki Maruniler gibi iktidarda olan azınlıkların yanısıra iktidardan yoksun çoğunlukları bu kapsama girer. Devletsiz halklar arasında ise Kürtlerle Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler yer almaktadır. Ve tabii Ortadoğu'da Arap olmayan bir devletin İsrail'in konumu da önemlidir.

Orta Doğu'nun büyük ve görece homojen nüfusları yeni devlet sınırları nedeniyle bölünmüş ve savaş hali baskı veya uluslararası emek pazarının talepleri yüzünden diasporalar oluşturacak şekilde dağılmışlardır. Ve pek çok durumda "ev sahibi" ülkelerde yeni türdeki bir azınlık olarak farklı mücadeleler içine girmiş bir nüfusu kesen politik yasal ve kültürel mutabakat zeminleri inşa etme ihtiyacı da gitgide yakıcı hale gelmektedir. Artık diasporalar hesaba katılmaksızın azınlıklar ele alınamaz ve kitaba katkıda bulunanlar bu gerçeği yansıtıyorlar.