Uzun müddet Irâk'ta hüküm süren Selçukluların devlet güneşi, mağrib-i fenaya saklanırken, saâdet ufkundan Hârezmşâhların görkemli mâhı parladı. Her vakitte bir sâhib-i sadrın kapısında olan ve her asırda değerli bir ulu eşiğe bağlanan düzenbâz zamanın ferrâşı, kaderin eliyle yayılan Selçukluların saltanatını süpürüp, hüküm sürdükleri beldeleri ref'etlü Nûştegîn-i Garca evlâdının önüne serdi "De ki: 'Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de çeker alırsın. Dilediğini azîz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin."