Babilin kuleleri gibi kısa sürede dikiliverdiler Kabe'yi kuşatan modern yapılar bir kültürel
işgalin iştahıyla. Kabe ise Osmanlı sonrası İngilizlerce çizilen haritalar gereği uzun süredir
Suud kraliyetince mahzun bir mapusluk altındadır. Yüzyılın karabasanı kültürel emperyalist
şeytan, Kabede de Müslümanları rehin almıştır. Kudüs gibi, Kahire, Şam, Bağdat
gibi...Endülüs toprakları gibi...İstanbul'un ara sokakları gibi hazin günler solunmaktadır
ümmetin tüm coğrafyasında. Şirkin orduları fısktan atlara binmişlerde öyle dolaşmaktadırlar
mahallelerinde müslümanların. Müslüman ise gafil, cahil...yani zelildir. Yetimi çok
dulu münbittir. Fakirlik makus talihi; maddi ve manevi fakirlik. Fakirlik sofrasının
menüsünün ahvali malum;
Namaz, ne kadar da az! Niyet ve samimiyetsiz... Oruç, obezitenin iftar sofrasında! Çokça
tıkınıpta işkembesine eziyet edenlerin geğirtisi yeni bir gökgürültüsü. Gözyaşı yağmurları
nerdesiniz?
Zekat, kıt-kanaat! Atıklar ve artıklar bile umut sofrasına katık!
Hac, turizm faaliyeti! Made in china malı seccadeler, digital tesbihler...Çokça da spreyli
esans...Kokuşmuşluğumuzu bastırmak için. Kelime-i şehadet; ilk değil temennide son
söz... Yaşarken söylemeyi unutanlar ölürken dile getirmeyi beklemekteler.