Her depremde aynısı oldu. Her seferinde evler, okullar, devlet binaları, köyler,
şehirler haritadan silindi. Her seferinde siyah arabalarını binmiş
siyah takma elbiseli "büyük" adamlar, çadırlarda yaşayan
depremzedelerin yanına geldi, hep aynı sözleri verdiler.
Ama hiçbir şey değişmedi.
Depreme maruz kalan Türk insanı, her seferinde siyah
arabalarının içinde halka gülücükler dağıtan siyah
takım elbiseli adamların arkasından el salladılar ve
her seferinde ayrı acı kaderle baş başa kaldılar.
Depremin şiddeti, yeri, etki alanı, zamanı değişti,
ancak bu kareler hiç değişmedi...