Son yıllarda yapılan düzenlemelerle kamu kurumlarının yönetiminde yerini alan iç denetim, mali nitelikteki faaliyetlerin mevzuata uygunluğunun yanı sıra kumsal yönetişim, kurumsal risk yönetimi ve iç kontrol sistemi süreçlerini de kapsamına alarak her geçen gün önemini artırmaktadır. Ayrıca iç denetim, yönünü geçmiş faaliyetlerden destek alarak gelecek faaliyetlerin denetimine çevirmesi ve odak noktasını kuruma katma değer sağlamasının oluşturması, bu önemi daha da artırmaktadır. Giderek gerekliliğini artan bir şekilde hissettiren iç denetim, uygulama açısından ülkeden ülkeye, sektörden sektöre hatta kurumdan kuruma farklılık gösterebilmektedir. Her ne kadar Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü ve diğer ilgili kuruluşlar tarafından bu farklılıkları ortadan kaldırmak için çeşitli standartlar ve rehberler hazırlanmış olsa da uygulama farklılıklarının tamamen ortadan kalktığı söylenemez. İç denetim faaliyetlerinin yürütülmesinde farklıkların oluşmasının en önemli nedenleri arasında kurum kültürü gelmektedir. Kurum kültürü, çalışanların kuruma olan bağlılığını artıran, inanç ve değerlerini yansıtan, özellikle yöneticilerin bakış açısıyla zamanla şekillenen ve kurumda işlerin nasıl yürütüldüğü hakkında bilgi veren bir rehber gibidir. Bu noktadan bakıldığında, iç denetim faaliyetlerinin amacına ulaşabilmesinde ve kurumda etkinliğin ve verimliliğin sağlanabilmesinde kurum kültürü önemli bir etken olmaktadır. Çünkü iç denetçiler görev ve sorumlulukları gereği, kurumda tüm birimlerle etkileşim halinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu durum da kurumda hâkim olan kültürden iç denetim faaliyetlerinin etkilenmesine neden olmaktadır.