Aylık edebiyat sanat ve fikriyat dergisi Temmuz'un 40. sayısı çıktı. Edebiyat sanat ve fikriyat alanlarında birçok türden eseri barındıran Temmuz'un bu sayısı 88 sayfa. Mart sayısında ön kapakta sessizliğin zaman içindeki yerini resmeden bir görselle birlikte "Çünkü sükût bilmeye dairdir!" sözleri yer almakta. Arka kapağa ise Dr. Maan El-Kattamin'in şu mısraları taşınmış: "İntikamımı ey Şam sende gül ağaçları ekerek... /Alacağım intikamımı defne bağları dikerek". Bu sayının "Kök Yok Gök Uçuşkan" başlıklı giriş yazısında;  edebiyatımızda kültürümüzde geleneğimizde önemli bir yeri olan 40 sayısıyla buluşan Temmuz'un serüvenini belirleyen değerler yeniden hatırlatılmış.
Temmuz bu sayıda Necmettin Asma'nın güzel bir çizgisi ile sayfalarını aralıyor. Mart sayısında birçok güzel şiir de yer alıyor. Bu sayıya şiirleriyle katkı sunan şairler: Tuncay Yerlikaya Necati Atilla Soykan Ali Emre Tunay Özer Sadık Koç Mustafa Halil Aydın Sıdıka Zeynep Bozkuş İmdat Akkoyun Erol Yılmaz. Temmuz'un 40. sayısı için Muhammed Ekrem Çavuş Dr. Maan El-Kattamin'in "Kıskanma Ey Şam" isimli şiirinin çevirisini hazırlamış.
Temmuz'un Mart sayısında öykü türünde de farklı hikâyeleri okuyucuyla buluşturan metinler yer alıyor. Bu sayıda öyküleriyle dergimizde yer alan isimler:Bünyamin Sevim Hilal Takmaz Şadi Kocabaş Deniz Burak Hikmet Dündar Muhsin Küllüoğlu Metin Çalı Hakan Kaya. Bu sayıda yine Muhammed Ekrem Çavuş'un çevirisiyle İbâ El-Hatib imzalı"Elim Acıyor Amca" isimli öyküsü yer almakta.
Temmuz'un son sayısında Mustafa Yılmaz "Sözün Kırkını Çıkarmak" adlı yazısında 40. sayımıza atıfla yürüdüğümüz yolun yolculuğumuzun hikâyesini özetlemiş. Bu sayıda Murat Güzel özenle hazırladığı "Şiir Okuma Günlüğü" adlı çalışmasını devam ettiriyor; Türk şiirinin kaderi ile Türkiye'nin kaderi arasındaki ortaklık şiirde imgeciliği savunmak ve şiirde yenilik arayışları üzerine düşünmemizi sağlıyor. Murat Koç bu sayıda "Bir Maruz Müşahid: Ahmet Hamdi Tanpınar" isimli yazısında Tanpınar'ın düşünce dünyasını ve romanlarını irdeliyor. Selahaddin Eş Çakırgil 13 Ocak 2020'de hayata veda eden Alman Müslüman Dr. Murad Hoffman'ı tanıtan kapsamlı bir yazıyla yer alıyor Temmuz'un Mart sayısında. Bu sayıda Mücahit Akıncı Hama katliamı bağlamında kaleme aldığı "Tüm Zalimlere Hayır Diyen Âsi Şehir: Hama" isimli çalışmasında şehri ve taşıdığı direniş mirasını aktarmaya çalışıyor.
Mart sayısına Mehmet Mortaş "Bilinç Aşısı" Mustafa Uçurum "Çıkmaz Sokak Gibiyim" Erdoğan Aydoğan "Ölüm Gelir" Serkan Akın "Hafıza" ve Ercan Ata "Kış Şarkısı" isimli denemeleriyle katkı sunuyorlar.
Temmuz'un son sayısında kitap ve yazar değerlendirmelerine de yer verilmiş: Peren Birsaygılı Mut "Bir Sırp Yazarın Serüveni: Vidosav Stevanoviç" başlığını attığı yazıda Stevanoviç'i ve eserlerini tanıtıyor bizlere. Furkan Demir "Heba Romanında Askerliğin Kişi Üzerindeki Etkileri" isimli inceleme yazısında Hasan Ali Toptaş'ın Heba isimli romanını masaya yatırıyor. Mehmet Akif Öztürk "Avrupa'da İnsan Öldürmemiş Ne Kadar Az İnsan Var" başlıklı yazısında 2. Dünya Savaşı'nın çarpıcı bir kesitini sunan Tadeusz Borowski'nin Bizim Burada Auschwitz'te ve Diğer Öyküler isimli kitabını ayrıntılarıyla ele alıyor. Bu sayıda Hüseyin Ceyhan'ın Carlo Ginzburg'a ait Peynir ve Kurtlar isimli eserinin yorumlandığı "Kültürel Tarihçilik Üzerine" başlıklı yazısı da yer alıyor. Hüseyin Cömert 40. sayı için Selim Baki'nin "Bir Kısa Camel" adlı öykü kitabını tanıtıyor. Mehmet Can Artuk ise bu sayıda "Dijital Çağ'da Yitirilen Değerler ve Aşınan Kimlikler" başlığı altında Nazife Şişman'ın Dijital Çağda Müslüman Kalmak" isimli kitabını inceliyor.
Kemal Kurak bu sayıda yer alan "Biraz Kendine Dön!" isimli çalışmasında içimize dönmenin imkânlarını sorguluyor bizi kendimizle baş başa kalmaya davet ediyor.  
Temmuz dergisi 40. sayısında; sinema alanında yaptığı araştırmalarla tanınan Doç. Dr. Şükrü Sim ile sinemanın mahiyetinden felsefe sinema ilişkisine Müslümanların sinema alanındaki eksikliklerine bize ait bir dilin bu alanda yer alması için yapılması gerekenlere dair önemli mesajlar içeren kapsamlı bir röportajı sayfalarına taşıyor. "Ben bu dünyada hakikate yönelik bir çabam olmadan göçmek istemiyorum..." başlığını taşıyan röportajda Erkam Kuşçu'nun sorularına Şükrü Sim'in verdiği ayrıntılı ve samimi cevaplarla sinemaya dair kapsamlı ve derinlikli bilgiler içeren güzel bir sohbete tanıklık etme imkânı buluyoruz.