Bu kitapta, Amsterdam'lı Spinoza'nın, Geometrik Düzende İspatlanmış ve Beş Kısma Ayrılmış Ethica (Ethica
Ordine Geometrico Demonstrata et in Quinque Partes Distincta) isimli eserini, nazariyat (theoria) ve suret nazariyat'ı cihetinden inceledik ve değerlendirdik.
Ethica tesisine mahsus kayna'k, cevher (substantia) kavramının kaydı altında ele alınan Tanrı (Deus) fikridir;
Ethica'ya mahsus tasavvur'un bizatihi zemin'i olarak.
Bu bakımdan, Ethica'ya mahsus kayna'k esasen cevher-Tanrı'dır.
Her sıfat, (bir) isim teşkiline mahsus esastır.
Bu nedenle cevher-Tanrı, cevher'e (substantia) mahsus asl'i sıfat'lar (attributa) esasında (suret'siz) isim'ler (nomina) cihetinden çok'lu'k'tur (pluralitas); cevher-İlâh('lar) olarak.
(Bir) dil olarak Latince'ye mahsus (suret'siz) ism'i (nomen), yani substantia sözcüğünü telaffuz etmek suretiyle,
asl'i sıfat'lar (attributa) esasında (suret'siz) isim'ler'e (nomina) bizatihi bir'li'k (unitas) verildiğini düşünmek imkan
dahilinde değildir.
Ethica, esas itibariyle, mutho-Philosophie suretinde, yani mesel esas'lı masal felsefe'si suretinde ve geometrik
düzen'de ispat'ın kaydı altında hikâyat'tır; nedenlerini bu kitapta açık olarak anlattık.
İnsan'a mahsus ahlak'ın ve bu itibarla hürriyet'in, asl'a dair kayna'k'ı, Anadolu Mayası'dır; yani, Türkistan'dan
Gel'e'n ve Kadim Dem'de Hatem Ol'a'n Kelâm'dır; bu esas unutulmadan.
Kitab'ı, kar'lı dağ'ın ardındaki esrar'lı bağ'çe'de, Kudüm Darb'ed'e'n Dost'a, Selam göndermek suretiyle nihayete bağladık.