Zıvana organize bir ismin bir kayboluşun izine düşmesiyle başlayan bir kayboluş.
Devasa bir sözcük gibi, iki dudak arasındaki o küçük ve kırık daireye sıkışmış med cezirlerin oluşturduğu dumana ok gibi kenetlenmiş bir hayat.
Karanlık bir geçmiş, gelecekte hiçbir ışık yok; ne sağlarında bir renk, ne sollarında bir ses.
Örümcek ağında yürüyor gibi yapıyor herkes.
Küçük bir çarşafa sarılmış yaşamlar ve onların kuşları kıskandıracak cıvıltıları.
Ama, umur var hala; dirençlerini avuçlarımıza gömmüş etlerimiz ve soğumuş ruhlarımız için.
Şimdi, zırvanadan çıkıp romana mı girmeli, yoksa ?