Yazdığım "hasta hikayeleri" kitabına bir isim ararken sosyal medyada aşağıdaki yazıyı gördüm. "NEYSE diye bir kelime bulmuşlar her yere yakışıyor.
İnsan bazen tüm kırgınlıklarını öfkesini kavgasını bazen de koskoca bir ömrü bir 'Neyse'ye sığdırıyor. Söyleyecek çok şey var ama Neysee..."
Galiba kitabıma en uygun isim bu dedim... Neyse...
Hayatın rutin akışı içinde küçük bir sorunu büyütmemek detaylara takılmamak takılıp hayatın tadını kaçırmamak için... Çünkü biliyoruz ki takılırsak önemsersek büyür... Amaaan... Neyse... Sal gitsin...
Ama bazı sorunlar gerçekten büyüktür... Ölüm yaşam
hastalık insan aşk sevgi özgürlük sonsuzluk varlık yokluk...
Bir sürü şey söylemek istiyorsun... Ama biliyorsun ki ne söylesen ne yazsan eksik kalacak... Üç nokta koyup susuyorsun...
Yani neyse...
Bazen yelkenleri dolduruyorsun mücadele etmek için...
Sonra da küçük bir tekne olduğunu ve okyanus dalgalarıyla baş edemeyeceğini anlıyorsun... Parçalanacağını kırılacağını dağılacağını biliyorsun... Senaryoyu yazanın sen olmadığını da biliyorsun... Ve köpek balıklarına yem
olmak istemiyorsun yani... İşte... Neyse...