Tasavvuf-i İslamî ve Fünûn-ı Cedîde ve Felsefe
Tasavvuf-i İslamî ve Fünûn-ı Cedîde ve Felsefe
3 İŞ GÜNÜ
İÇİNDE KARGOYA TESLİM
"İnsan hayır ve şer istidadâtından her ikisini de câmidir. Yalnız bu iki istidattan birisinin üstün ve galip gelmesi terbiye semeresidir. Nefs-­i emmârede olan bir adamın hiçbir salâha istidâdı olmasaydı tabii olarak asla ondan kurtulmaması lazım gelirdi.
Emmâre sıfatları hiçbir vakit "vicdân-ı ahlâkî" denilen ve seyr u sülûkta "ruh" lafziyle tarif olunan hüviyet-i insâniyyenin tamamen ip­tal ve imhâsına muktedir olamaz. Vicdân-ı ahlâkî en iğrenç fenalıklar içinde dahi nefsine galebe edecek kudreti hâizdir. En fenâ bir adamın pişman olduğu kendi kendinden nefret ettiği dakikalar olur ki işte bu vicdân-ı ahlâkînin muvakkat bir galebesi demektir. Vicdân-ı ahlâkî tabiri eski mutasavvıflar nezdinde kullanılmış değilse de biz bu tabiri pek lazım ve muvâfık buluyoruz. Zira "ruh" kelimesi pek muhtelif mânâlara geldiğinden ve esasen nefis ve ruh bir mânâya ol­duğundan nefse mukâbil düşen hayr işleyen ve şerri fark edene vicdân-ı ahlâkî demek pek muvâfıktır.
Vicdân-ı ahlâkînin sıfât-ı mümeyyize ve kâşifesi şunlardır: İnsâf adâlet incizâb hayr ulviyet îtirâf-ı hak. İşte nefs-i emmâre sahibi bir adamı noksanlıklarını itiraf etmekle kemâle ermeye sevk eden şey bu vicdân-ı ahlâkîdir.
Vicdân-ı ahlâkî hakkında iki fikir vardır. Birtakımına göre vicdân-ı ahlâkî asla Hak'tan sapmaz ve aldanmaz. Hiçbir vakit hayra şer şerre hayr demez. Bu hususta her ne yapılsa vicdân-ı ahlâ­kîyi iğfâl mümkün olamaz. O bir hâkimdir ki insanın idrakinin sadr-i ik­bâlinde oturur ve daima kötü davranışlarını fâilinin yüzüne çarpar.
Diğerlerine göre vicdân-ı ahlâkî dahi terbiyeye göre değişir. Bizâtihi hayır ve şerri fark etmeye muktedir olamaz. İnsanlık tarihinde birçok fenalıklar görüyoruz ki bunları yapanlar hep hayır nâ­mına yapmışlar ve tebcîl edilmişlerdir. Mesela birtakım putlara in­san kurban etmek gibi. Bunu yapanlar büyük bir hayır yapmış olmak inancında idiler ve bu fiillerini vicdânları tamamen takdir ediyordu...
Vicdân-ı insanînin aldanmadığı cihet "hayır ve şerrin ayrı ayrı şeyler olduğuna ve bizâtihi hayır bulunduğuna imânıdır. İşte vicdânın aldanmadığı cihet budur. Lâkin hayır ve şerrin eşkâ­li hakkında aldanabilir. Din ahlâk sülûk işte bu aldanış sebebiyle lâ­zımdır. Eğer insanlar bu hususta aldanmak tehlikesine maruz kalmasaydılar vicdânlarının sadasından başka emir ve düstûra muhtaç olmaz­lardı."
ÜRÜN ÖZELLİKLERİ
  • Basım Yılı:
  • Sayfa Sayısı:224
  • Kağıt Türü:Kitap Kağıdı
  • Ebat:13,5 x 21
  • Dil:Türkçe
  • Cilt Durumu:Karton Kapak
  • ISBN-13:9786257608725
KATKIDA BULUNANLAR
ÜRÜN KATEGORİLERİ
YORUM YAPIN
Yorum Başlığı:
Yorumunuz*:
Bu ürünle ilgili bize iletmek istediğiniz her hangi bir hata mevcut ise aşağıdaki formdan gönderebilirsiniz.
Bildirdiğiniz hata tarafımızdan düzeltilince e-posta ile bilgilendirileceksiniz.
Hata Detayı:
Alış-verişlerinizde kredi kartı haricinde banka havalesi, posta çeki havalesi ya da kapıda ödeme seçenekleriyle ödeme yapabilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi için Yardım sayfasına bakabilirsiniz.
Taksit anlaşmamız bulunan kredi kartları
Hesabım  |   Favori Listem  |   Sipariş Takibi  |   Yardım  |   Bize Ulaşın  |        
Alemdar Mahallesi, Biçkiyurdu Sokak, No: 1/2 / Fatih / İstanbul / Türkiye   Telefon : 0 (212) 522 31 52   Faks : 0 (212) 522 31 54  
E-Posta : destek@kitapstore.com
© 2024 KitapStore.com Tüm Hakları Saklıdır