"Ben çok küçükken şarkıları ve anları eşleştirmeyi henüz bilmezken büyük kavramım "Dünyalar denizler kadar"dı. "Beni ne kadar seviyorsun?" diye soran büyüklere kollarımı olabildiğince iki yana ve arkaya doğru açıp "Dünyalar denizler kadar " derdim. Benim küçücük dünyamda bu cümle " Uçsuz bucaksız" anlamın gelirdi. Daha geniş daha büyüğü kapsayan başka bir kavram bilmiyordum. Büyükler için uçsuz bucaksız kavramı ürkütücüdür kaybolmayı da içerebilir. Sonsuzluktur bilinemeyen... Tanımlanamayandır. Benim için sadece kollarımla saramayacağım kadar büyük sayamayacağım kadar çok demekti o kadar... Çocuk olmak ne güzeldi...
Yaşça büyüdüm ama içim büyümeyi reddetti hep. "Büyümek küçük mutluluk oyunlarından vazgeçmek olmamalı." diye geçirdim aklımdan ve kendi iç cümlelerimi özenle yerleştirdim belleğime sevdiğim güzel eşlikçileriyle birlikte. Sevgisiz hoyrat bencil şiddete ve kandırmacaya dayalı bir dünyada denizleri ve maviyi hatırlamayı seçtim. Sevdiklerimi denizler kadar seviyorum hâlâ. Büyüklüğü ölçülemeyen derinliği tanımlanamayan hesap kitap içermeyen bir çocuk beklentisizliğiyle seviyorum.
Sevdiklerimin hepsi güzel birer şarkı gibi. "Siz benim şarkılarımsınız." diyorum bu aralar sıklıkla. "Kalbimdeki deniz var oldukça korkmayın artık ben varım ve korkmam artık siz varsınız..."
Uzun sürmüş bir döneme eşlik eden mektupları içeren "Acı Biber Reçeli"nin devamıdır elinizde tuttuğunuz kitap...