Trafikte geçen saatler şehir insanına trafik levhalarını navigasyonu veya duyguları yansıtma gücünü öğrenmiş korna seslerini okuyabildikleri yeni bir dil de kazandırır. Bazen sair zamanlarda kullanmadığı sözcükler beddualar ya da küfürler bu dile teklifsiz eklenir. Bazen de sair zamanlarda uyuyan ilkel duygularına dönüverir ve bu yeni dile güçlü homurdanmalar sinirli kahkahalar veya yumruklar eklenir. "Homo Automobilis" burada anlattığımızla sınırlı bir tip değil elbette. Trafiğin akışına uyum sağlamış olan ve gerilimsiz bir trafik deneyiminin içine sessizce gömülen makul örnekler de az değil. Trafik taşıt denilen hareketli kutuların oluşturduğu bir akışkanlık değil sadece. Aynı zamanda insanla makinenin de kurduğu yeni tipten bir ilişkiselliğin ismi. Taşıtlar sadece taşımakla sınırlı olmadığı gibi insanın zaman içinde bir uzvu gibi de algıladığı -hatta bazen kendisiyle özdeşleştirdiği- aşırı bir anlamla da dolmuş durumda. Dolayısıyla trafikteki insan kendi taşıtının içinden başka taşıtları algıladığı gibi kendi giyindiği taşıtını da özel bir biçimde algılıyor. Bu sayımızda trafik konusunu Nihayet'e özgü biçimde ele almaya çalıştık.
Dosya Mehmet Ali Akyurt'un "Trafik Sadece Trafik Değildir" başlıklı yazısıyla açılıyor. Akyurt arabaların sadece araba olmadığını trafiğin bir karşılaşma ve etkileşim alanı olduğunu vurguluyor. Mehmet Emin Balcı toplu taşıma ile trafiğe dahil olmanın etkileri üzerinde duruyor. Ümit Aksoy "Çok Pürüzlü Fazlasıyla Kayıp: Bir Makine-Beden Hikâyesi" başlıklı yazısında insan bedeni ve otomobil arasında kurulan ilişkiye mercek tutuyor. Nihayet ekibin söyleşi yaptığı Radyo Trafik'in genel yayın yönetmeni Cezayir Doğan da trafiğin insanın en temel halini ortaya çıkardığını söylüyor. Tahsin Yıldırım edebiyat dünyasının trafik ve otomobille olan ilişkisini masaya yatırıyor. Beyza Karakaya ise otomobillerin sokaklara çıktığı günlerden bu yana trafiğin "aşırı sıkışık" tarihine farklı bağlamlarda yaklaşıyor.
Nihayet'in KayıtlarHayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor.
Cihan Aktaş Müslüman kadınların gündelik hayatta karşılaştıkları zorlukları yazıyor.
Erkan Doğanay Şafak Tavkul'un tüm eserlerinin bir araya geldiği Çizebildiğim Kadar isimli sergiyi Merve Akbaş'a anlatıyor.
Fatih Kınalı çocukluk ve oyun arasındaki ilişkinin yetişkinlik üzerindeki etkilerini irdeliyor.
Mustafa Uçurum dedesiz ve masalsız büyüyenlerin dünyasına dair izlenimlerini aktarıyor.
"Evrak-ı Perişan Arasında" serisine devam eden Necati Tonga ise Ahmet Refik'in kaleminden Ahmet Rasim'in hususi hayatına dair unutulmuş bilgileri okurla paylaşıyor.
Tahsin Yıldırım Abdülhak Şinasi Hisar'ın yaşamına yakınlaşarak ünlü yazarın akıl hastanesine nasıl yatırıldığını anlatıyor.
Merve Akbaş Fatih'in edebiyat mahfilleri hakkında bir kitap hazırlayan Turgay Anar'la söyleşiyor.
Betül Nurata J. D. Salinger'ın ünlü romanı Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı farklı bağlamlarda yorumluyor.
İngiliz akademisyen MattQvortrup'in "Filozoflarla Evlilik Üzerine" başlıklı yazısı AliTacar çevirisiyle sayfalarda yer alıyor.