Mekke... Adı Hz. Hacer Validemizin çaresizliğindeki zemzem mucizesini, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin yetimliğini, o yetimlikte Allah'ın O'nu dedesi ve amcası vesilesiyle himaye edişini, putların hüküm sürdüğü sapkınlıkta İslam'ın doğuşunu yaşayan hem hüznü hem mutluluğu haykıran güzel şehir. Mekke... Allah'ın evi, gözümüzün nuru Kâbe-i Muazzama'nın bulunduğu mübarek şehir. Ve Mekke... Müslümanların; Allah'ın birliğini, eşi ve benzeri olmayışını, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi oluşunu kabul edişinde yaşadığı çileli günlerin gözü yaşlı şahidi... Mekke'ye yol aldık mektuplarımızla. Mekke'nin kutlu fethini sunduk siz değerli okuyucularımıza. O dönemde gibi anlattık Mekke'nin mübarek fethini, fethin kahramanlarının geride bıraktıkları olduk tüm benliğimizle ve mektup mektup döküldük satırlara... 40'lar Kulübü olarak kırk farklı kalp ile gönüllerinize girmeye, mübarek fethi şiirsel bir duygu hâlesi içinde zihinlerinizde yer ettirmeye niyetlendik. Ne diyordu güzel ve özel insan Ömer Karaoğlu: "Bir kuş olsam, uçsam sana, Süzülsem sokaklarına, Çiğdem olsam, çiçek açsam, Kavuran o toprağında. Döneceğiz, döneceğiz, Vahyin kalbi döneceğiz. Geleceğiz, geleceğiz, Mekke bir gün geleceğiz."