Karabatak olarak bu sayımızda medeniyetin ve toplumun oluşumunda en önemli etken olan insan inşasının büyük ustası Hacı Bayram Veli'yi ve hocası Somuncu Koca'yı dosyamıza konuk ediyoruz. Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm/ Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde diyerek insanın da şehirler gibi inşa edilen belli bir matematiği olan varlığını mükemmele erdirmeye çalışan bir varlık olduğunu dile getiren Hacı Bayram Veli Ankara'da kurduğu dergâhıyla günümüze kadar gelen bir geleneği başlatmıştır. Ahilik geleneğiyle toplumun ticaretinden sosyal ilişkilerine devlet yönetiminden çiftçiliğine önemli katkılarda bulunmuştur. Hocası Somuncu Koca'yla tanışmaları eğitimi siyasetle olan ilişkisi Ankara'nın önemi gibi belli kırılma noktalarına odaklandığımızda insanın inşasında temel yapı taşlarını görmemiz mümkün. Bu iki büyük düşünür ve gönül insanının menkıbelerinden yaşamlarına dergâhlarından seyahatlerine eğitimlerinden günlük yaşamlarına çeşitli yönleriyle ele almak için seçkin yazar ve akademisyenlerden oluşan dosya yazarlarımız on sekiz yazısıyla dosya bölümümüzü oluşturdu.
Röportaj konuğumuz Prof. Dr. Haşim Şahin oldu. Mustafa Özçelik'in sorularını yanıtlayan Şahin tarihe bakışımızı değiştirecek ufkumuzu açacak görüşlerini okurlarımızla paylaştı. Çalışmalarında nelere dikkat ettiğinden çocukluk yıllarından itibaren tarihe olan ilgisine kadar geniş bir zaman dilimini açık yüreklilikle anlattı. Tarihe yalnızca geçmiş olarak bakmayan geleceğin de inşasında önemli bir yeri olduğuna işaret eden Şahin "İnsan kökleriyle yaşar" diyerek bakmamız gereken yönü de işaret etmektedir. Tarihin yalnız geçmişin hikâyesi olmadığını yaşayan insanın da kişilik özelliklerine etkisini "Tarih en az psikoloji bilimi kadar insanın ruhuna kimliğine yaşam tarzına kişilik özelliklerine nüfuz eden bir bilimdir" diyerek vurgulayan Şahin Hacı Bayram Veli'nin işaret ettiği şehir ve insan inşasında temel yapı taşlarını tarih bilimiyle elde edebileceğimize değinmektedir. 
Bu sayımızın önemli bir deneme yazısı da Hüseyin Su hocamızdan geldi. Merhum Sezai Karakoç'un Hâtıralar kitapları üzerinden Mütefekkir Şair İmgesi'ni keşfe çıkıyor. Şiirle tanıdığımız bildiğimiz andığımız Karakoç'un şiirinde ve diğer yazılarında ortaya koyduğu üstün fikirlerin kaynağını onun düşünür yönüyle ilişkilendiren ve bu düşüncelerini şiirine taşımış olmasından dolayı birbirinden ayrılmadan anılması gereken iki unvanı birlikte ele alıyor ve açıklıyor Hüseyin Su: Mütefekkir ve Şair.  Bu sayıda dikkat çeken bir makale de Hasan Akay hocamızdan geliyor. Okuma ve Anlama Edebi. Okunan metin kutsal kitapsa nasıl yaklaşılmalı anlamak için hangi edep dairesi içinden bakılmalı konularına değinen Akay sesin yüksekliğinden bile kaybedeceğimiz çok şey olduğunu bize gösteriyor.
Bu sayımızda rotamız Irak. Medeniyetin çatışmaların bilimin eğitimin en dikkat çeken zamanlarının geçtiği bu toprakları günümüzden bir bakışla aktarıyor yazısında F. Hande Topbaş. Tiyatro bölümündeyse bir klasik oyunun aslında görünen ve öne çıkan katmanı altında daha da etkili olan bir başka katmanını aktaran Derya Özer Shakespeare'in romantik trajedisi Romeo ve Juliet'i sayfalarımıza taşıyor. Bu oyunda önümüzde olan anlatılan ve oynanan sadece bir aşk hikâyesi değildir şehrin yönetiminden ailelerin çocuklarını yönetmelerine kadar iktidarın çeşitli görüntüleri sergilenir oyunda. 
Projektör bölümünde yeni öyküleriyle raflarda gördüğümüz Ateşkes Günleri kitabının yazarı Merve Büyükçapar var. Kristal Sapan'la çocukluğa eğilen Büyükçapar Ateşkes Günleri'nde kalemini yetişkinlerin dünyasına daldırıp "Çocukluk ne kadar kalabalıksa yetişkinlik bir o kadar tenha. Çocukluk hikâyeleri yazmayı bitirdiğimde daha özgür kalem oynatacağımı düşünürdüm. Ama yetişkinlerin kavgası fazla hayal kurmanıza izin vermiyor" diyerek çocukluk ve yetişkinliği farklı bir gözle ele alıyor. 
Bu sayımız da yirminin üzerinde şiirle okuyucusuna günümüz şiirinin yetkin örneklerini sunuyor Karabatak. Öyküdeyse bir çocukluk olayını farklı hatırlayan kendi hatırladıkları ve bakış açısıyla ele alan iki öykücümüzü görüyoruz. Bünyamin Demirci ve Ali Seyyah. Bu puslu hatıralar arasından şaşırtan öyküler çıkarmayı başarıyorlar.
Çocuk edebiyatı kitap yazıları görsel sanatlar bölümleriyle yeni sayımız edebiyat göklerinde süzülüyor...