Yazmak, bireyin içsel dünyasını dışa vurmanın en etkili yollarından biridir. İnsanoğlu genel olarak sözlü iletişim araçlarını kullanır ancak bazı durumlarda yazmak da konuşmak kadar etkili bir iletişim aracıdır. Hatta bazı durumlarda konuşmaktan daha etkili bir iletişim aracı haline dönüşebilir. İnsan, düşünen bir varlık olarak sürekli bilgiye ve birikime ihtiyaç duyar; bu birikim de düşüncelerini şekillendirir. Düşünceler ise birikimi derinleştirir. Bu sürekli döngü, bireyin hayatının her döneminde devam eder.

Bu eser, yazarın farklı konulardaki düşüncelerinin duygularla harmanlanarak anlatıldığı deneme türünde bir kitaptır. Kitabın merkezinde, yaşadığımız çağda karşılaştığımız sorunlarla ilgili deneyimler, duygular ve yazarın bir eğitimci olarak düşünceleri yer alıyor. Kelimelerin gücüne inan yazar bu gücün rehberliğinde dağarcığının sınırları ölçüsünde farklı konulardaki duygu ve düşüncelerini okuruyla paylaşmak istemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, bu eserin bir felsefe kitabı olmadığıdır. Yazarın bu alanda bir akademik eğitimi bulunmamaktadır; dolayısıyla bu durumu belirtmeyi bir sorumluluk olarak görmektedir.