Türkiye tarih boyunca göç alan ve veren bir ülke olagelmiştir. Jeopolitik konumu kültürel çeşitliliği ve Orta Doğu'da yaşanan krizlerin etkisi Türkiye'yi bir göç kavşağı hâline getirmiştir. Göç sadece fiziksel bir hareketlilik değil aynı zamanda toplumsal yapıyı bireylerin yaşamlarını ve kültürel etkileşimleri şekillendiren derin bir olgudur. Türkiye'de neredeyse herkesin doğrudan ya da dolaylı olarak bir göç hikâyesi vardır; bu hikâyeler umut mücadele uyum ve yeniden inşa süreçleriyle örülüdür.
Göç Olgusunun Toplumsal Boyutları isimli bu eser göç olgusunun toplumsal yansımalarını anlamak için hem teorik yaklaşımları hem de saha araştırmalarını bir araya getiriyor. Kitap zorunlu göçe sebep olan itici faktörlerin azaltılması ve göçmenlerle yerel toplumların daha uyumlu ve insanlık onuruna yakışır bir geleceği birlikte inşa etmelerine yönelik bir perspektif sunmayı hedefliyor.
Göç olgusunu tarihsel ekonomik sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alan kitap; göç dinamiklerini anlamak ve çözüm yolları geliştirmek isteyen akademisyenler politika yapıcılar ve genel okuyucular için kapsamlı bir kaynak niteliğindedir. Tüm bu yönleriyle kitap sizi göç olgusunun toplumsal dayanışma ve uyum temelinde nasıl dönüştürülebileceğini keşfetmek için bir yolculuğa davet ediyor.