Taha Çağlaroğlu, ilk öykü kitabı Son Gün Fotoğrafhanesi'nden sonra, Geceye Düşen Orkide'yle, tahkiye yolculuğunu derinleştirerek sürdürüyor. Bir şairin öyküleri bunlar. Hem kendi kişisel tarihinin diplerinde yatan anılardan hem de muhayyilesinde kurduğu olay ve imajlardan besleniyor Çağlaroğlu. Capcanlı, içten, samimi bir dille konuşuyor; bize bu toprakların ruhunu, bu ruhu taşıyanların öykülerini anlatıyor.
Aşina çehreler, karşımıza çıkıyor öykülerde. Hattatlar, şairler, edebiyat ve vicdan nöbeti tutanlar, acı çekenler, çocukluğundan, ilk gençliğinden, sonraki dönemlerden tanıdığı, sokakta gördüğü, hayalinde ürettiği,
kitaplarda karşılaştığı insanlar, Çağlaroğlu'nun büyülü anlatımıyla bir araya gelip yeniden varlık kazanıyor.
Bazen şair dostun ifadesiyle, "tenine değip geçen / değmeyip delip geçen" bir acının damlaları dökülüyor kâğıda, bazen bir ruh ışımasının ani parıltısı...
Anlaşılan Taha Çağlaroğlu'nun bize daha anlatacağı çok hikâye var. Geceye Düşen Orkide, modern öykü dağarımıza değerli bir katkı sunuyor.
SADIK YALSIZUÇANLAR