İşte elinizdeki kitap bu yolculuğun pürüzsüz sıkıntısız yolunda yürümeyi; sevgi şefkat ve selâm yurduna sağlıklı yürümeyi yani güzel isimlerin hazırladığı yola! Yani O'na yolculuktur. Buna aşk yolculuğu da diyebilirsiniz. Bunu kitabı okuyunca ancak anlayabilirsiniz. Dert gelmeden derde çare bulmalısınız.
O yüzden hakka hakikate şahid olmanın yolculuğunu; «Esmaül Hüsna» güzel isimlerle yapmalıyız bu yolculuğu. Hakikatin sonsuzluğunda o eşsiz dosta yolculuktur bu!
Evet bütün hayatımız boyunca şahid olduğumuz olayların görebildiğimiz yaratılmışların arkasında kim var? Aklınızı yoklayın birazcık göz zekânızı çalıştırınız kim yarattı kim yaratıyor ve yaşatıyor yönetiyor rızık veriyor mutlu ediyor mutsuz zengin ve fakir...
Kendine çekiyor dedik ya bilişten buluşa bilmekten bulmaya bir yolculuktur bu. Ne zaman akıl gözümüzle eşyaya bakmaya başlarsak o zaman anlamaya çalışırız anlarız.
Hani çocuklar üç-dört yaşlarında konuşmaya başlayınca gördükleri her şeyi sorarlar ya! Sevgi ve şefkat kucağında anne ve babasına: «Anne bu ne baba bu ne?» diye. Görebildiği her şeyi anlayana kadar sorarlar.
Onun için bu sistemi eşrefi mahluk olan insanı eğitmenin ve öğretmenin yaşını sorduklarında; İslâm eğitimcileri dört-beş yaşları yani dört yaş dört aylık dört günlük iken başlamalı derler. Demek ki normal bakış görüş soruş ve anlayışın başlangıcı demektir bu yolculuğun sırrı.
Aşk yolculuğunun yaşı olmaz. İlim beşikten mezara kadar demişlerdir. Bu ömrü kullar yani yaratılmışlar tayin edemez. Şerefli bir varlık olmanın yolu gözün dünyaya açıldığında akla giden göz yolunu iyi değerlendirip görebilmeyi ve anlayabilmeyi idrak yolculuğuna başlayabilmeliyiz.
İşte bunu anladığımız andan itibaren bilişten buluşa yolculuğu anlamış oluruz. Yolculuğun önemini anlayabilmemiz için çevremize bir bakalım kimler geldi kimler geçti. Bir bakmışsınız doğmuş yaşamış ve ikinci bir hayata yani kabristan hayatına başlamışız. Bu yolculuğun ağacın gölgesinde geçirdiğimiz zaman kadardır.
Gölgenin ömrü ne kadardır? Kendi gölgemizi takip edelim bir bakalım ve anlamaya çalışalım. O yüce önder öyle söylemiyor mu? «Yolcunun ömrü gölgede konakladığı kadardır.» İşte buna hayat diyoruz.