Mahalleden otogara dolmuşla gidiyorduk. Otogardan Gaziantep ya da Kahramanmaraş arabasına binip Nurdağı'nda inmemiz gerekiyordu. Oradan da Hatay arabasına binip köye varıyorduk. Çok güzel yerlerden geçiyorduk ama yola mecburduk. O manzaralar tüm anlamını yitiriyordu. Artık bir seçeneğim vardı benim: Annem mi, babam mı? Seçeneğimin olmasına sevinsem mi yoksa birini seçmek zorunda olduğuma üzülmem mi gerekiyordu, bilmiyordum. Babam köy evinde yaşıyordu; açıkçası yanında kalmayı pek istemiyordum. Annem ise Çingene mahallesinde yaşıyordu, ama ben orayı da istemiyordum. Ablamlarla asla geçinemiyordum. "Ayrıldılar, artık kavga yok," derken ablamlarla olan kavgalarımız yeniden başlıyordu.