Ya ben Bizans'ı alırım ya da Bizans beni...
Yeni bir çağ açarak tarihin seyrini değiştiren Fatih Sultan Mehmed'in şaşmaz parolasıydı bu söz. Sultan Mehmed, cihan tarihinde emsaline tesadüf edilmemiş muazzam bir işe imza atacak ve atalarının teşebbüs edip gerçekleştiremediği bu kutlu hedefin bütün ağırlığını cengâverce omuzlayacaktı.
Toplamda üç farklı eseri içinde barındıran Fetih ve Fatih, İstanbul'un fethini farklı bakış açılarıyla okurlara aktarıyor. İskender Fahrettin Sertelli, ilk olarak surların içinde yaşananları resmederek Bizanslıların gözünden fethi görmemizi sağlıyor. İkinci bölümde surların dışına çıkarak Bizans'ın son günlerini bu sefer Türk cephesinin penceresinden izliyoruz. Son bölümde ise surların altına inerek Bizans sokaklarında dolaşan cesur ve kahraman bir Türk kızının maceralarına tanıklık ediyoruz.
Fetih ve Fatih, İskender Fahrettin Sertelli'nin usta kalemi ve benzersiz anlatımıyla okurlarla buluşuyor.

Hedefine ulaşmak ve karşısındaki düşmanı yenmek için bütün manasıyla hayatını tehlikeye atan bir asker varsa o da Türk askeridir.